Prof. Dr. Erol İskender

Prof. Dr. Erol İskender

Karayolları trafik kanununda değişiklik teklifi: Hukuki ve toplumsal yansımalar

TÜİK verilerine göre, ülkemiz karayolu ağında 2024 yılında toplam 1 milyon 444 bin 26 adet trafik kazası meydana geldi. Bu kazalardan 266 bin 854 adedi ölümlü yaralanmalı trafik kazası olarak gerçekleşmiş; 2 bin 713 kişi kaza yerinde, 3 bin 638 kişi ise yaralanıp sağlık kuruluşlarına sevk edildikten sonra kazanın sebep ve tesiriyle 30 gün içinde hayatını kaybetmiştir. Karayolu trafik kazalarında 2024 yılında bir günde ortalama 17,4 ölüm ve 1055,1 yaralanma meydana geldi. Son on yılda, Türkiye’de karayolu trafik kazalarında ölenlerin toplam sayısı 62 binden, yararlananların da 3 milyondan fazla. Bu değerler, trafik kazalarının maddi ve manevi çok büyük yükler getirdiğini açıkça ortaya koyuyor.

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nda, düzenlemeye gidilmesindeki temel neden trafik kazaları azaltılarak trafikte can ve mal güvenliğinin artırılması. Ancak, bu güncelleme ile ele alınan asıl konulardan biri de sosyal sorunların azaltılması. Trafik, yolu kullananların belirli kurallar çerçevesinde karşılaştığı bir alan veya ortam olarak tanımlanabilir. Aynı veya farklı kesimlerden insanlar aynı ortamı teorik olarak belirli kurallar çerçevesinde kullanmakta. Fakat zaman zaman, bu kuralların ihlal edildiği durumlarda, karşılaşmaların toplumun genel davranış kurallarıyla ters düşecek şekilde sonuçlandığı görülmekte. Sürücülerin “trafikte saldırgan davranış” sergileyerek trafikte heyecan ve stres oluşturarak da kazalara sebebiyet verebildikleri görülmekte. Yürüklükte olan mevzuatta, trafikteki sosyal davranışların teorik çerçeve dışına çıkmasını önlemek için cezaların yeterli caydırıcılıkta olmadığı da görülmekte. Bu nedenle, trafikte saldırı amacıyla başka bir aracı ısrarla takip eden veya bu amaçla araçtan inen sürücülere 180 bin lira gibi yüksek idari para cezası uygulanması gündeme geldi.

Çarpıcı bir değişiklik olarak, trafik eğitiminin sadece ehliyet almaya yönelik değil aynı zamanda, “sorumlu birey” yetiştirme amacını da güttüğü görüşüyor. Kanun teklifine Psiko-teknik testler, öfke kontrolü, etik kurallar gibi terimler eklenerek uzun vadede, sürücülüğün sadece teknik beceri değil, karakter ve sosyal sorumluluk temelli bir yeterlilik olarak görülmeye başlanacağının bir anlamda sinyali verilmiştir. Günümüzde eğitim sistemimizde, ilk ve orta öğretimde “ Trafik Güvenliği”, “Sağlık Bilgisi ve Trafik Kültürü” gibi dersler verilmekte, okul öncesi eğitimlerde trafik temalı çalışmalar yapılmakta. Bu eğitimlerin içeriklerinin güncelleştirilmesi, Çekya, Hollanda, Avusturya gibi ülkelerin eğitim sistemlerine benzer teorik ve pratik uygulamaların yapılabildiği “trafik parkların” uygulamaya geçirilmesi ve yaygınlaştırılması etkili olabilir. Günlük yaşam alanlarındaki etkileşimler, özellikle çocukların trafik güvenliği bilincinin gelişmesinde kritik rol oynar. Bu süreçte çevresel model alma ve pratik uygulamalar, teorik bilginin kalıcılığını artırarak trafik davranışlarının içselleştirilmesini sağlar. Bu nedenle, yetişkinlerin trafik kurallarına uygun davranışları çocukların doğru trafik alışkanlıkları kazanmasında belirleyici bir etken.

Trafik kanunu teklifinde, sosyal medyada trafik kurallarına aykırı davranışların paylaşılmasına yönelik getirilen yaptırımlar, dijital çağda trafik güvenliğinin sağlanmasına yönelik önemli bir adım olarak değerlendirilebilir. Bu düzenleme, trafik ihlallerinin yalnızca fiziksel ortamda değil, aynı zamanda dijital platformlarda yayılmasının da önüne geçmeyi amaçlayarak, toplumsal bilinç ve sorumluluk bilincinin artırılmasına katkı sağlamakta. Söz konusu maddede, kural ihlallerini teşvik eden veya özendiren paylaşımlara uygulanacak yüksek para cezaları, trafik kültürünün dijital mecralarda olumsuz etkilenmesini engellemeye yönelik caydırıcı bir mekanizma sunuyor. Bu bağlamda, söz konusu hüküm, trafik güvenliğinin kapsamını genişleterek, toplumsal davranışların dijital ortamlarda şekillenmesi üzerinde olumlu etkiler yaratmayı hedefliyor.

Cezalarda genel olarak 10-20 kat artışa gidilmesi toplumda hoşnutsuzluk oluştursa da trafikteki davranışlarda olumlu bir değişimin başlama eğiliminde olduğu şimdiden görülüyor. Trafik kanununda değişiklik teklifi ile birlikte gündeme gelen, özellikle sosyal medyada sıkça tartışılan trafik işaretlerinin yetersizliği konusunda da çalışmaların olduğu biliniyor. Özellikle de hız limitlerini belirten trafik levhalarının güncellenmesi ve eksiklerin tamamlanmasına hız verilmiş durumda. Trafik işaret ve levhalarının kanunun yürürlüğe girmeden önce tamamlanması teknik olarak da gereklilik.

Ülkemiz karayolu ağında 2024 yılında ölümlü yaralanmalı trafik kazasına karışan toplam 392 bin 739 taşıtın %31,5'i motosiklet oluşturmakta. TÜİK kayıtlarına göre, trafiğe kayıtlı araçların %51,9’u otomobil; %20’si motosiklet. Motosiklet kullanım alışkanlığı ülkemizde hızla artıyor. 2025 yılı trafik kanunu teklifinde yüksek risk grubunda yer alan motosiklet kullanıcılarına ilişkin düzenlemeler de kapsamlı ve bütüncül bir çerçevede ele alındı. Kask kullanımı zorunluluğunun sıkı denetimi ve standartlara uygunluğunun sağlanması, motosiklet kazalarında ölüm ve yaralanma oranlarının azaltılması açısından kritik öneme sahip. Ayrıca, aşırı hız, drift ve tehlikeli manevralar gibi riskli sürüş davranışlarına getirilen ağır para cezaları ve trafikten men yaptırımları, motosiklet sürücülerinin sorumluluk bilincini ve trafik kurallarına uyumunu artırmayı hedeflemekte. Alkol ve uyuşturucu kullanımına yönelik yaptırımların ağırlaştırılması ise motosiklet sürücülerinin karayolu güvenliğine olumsuz etkilerinin minimize edilmesi için hukuki zeminin güçlendirilmesini sağlayacak. Bununla birlikte, bu yaptırımların etkinliği ancak sürücü eğitimlerinin müfredat kapsamının genişletilmesi ve bilinçlendirme faaliyetlerinin artırılmasıyla mümkün olacaktır. Aynı zamanda trafik kanununda, motosikletlerinde diğer araçlar gibi bir şeritte yalnızca bir aracın gidebileceği belirtilmiş. Gerek hareket halinde ve gerekse trafik ışıkları gibi trafiğin durağan olduğu hallerde, motosiklet kullanıcılarının diğer taşıtların arasından veya sağından geçmeleri sıkça karşılaşılan çok tehlikeli bir sürüş alışkanlığı. Motosiklet kullanımı daha ciddi denetim gerektiren, trafik düzeninin sağlanması için önlem alınması gereken bir konu.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof. Dr. Erol İskender Arşivi