Son yıllarda Türkiye tarımında adı sıkça duyulan kahverengi kokarca (Halyomorpha halys), hem üreticilerin hem de tüketicilerin yakından takip ettiği bir tarım zararlısıdır.
Anavatanı Asya kıtası olan bu böcek, özellikle Çin, Japonya ve Kore bölgelerinde uzun süredir biliniyor. Ancak küreselleşme, ticaret yolları ve iklim değişikliği nedeniyle hızla farklı coğrafyalara yayılmıştır. Avrupa’ya ilk olarak 2000’li yıllarda ulaşan kahverengi kokarca, 2017’den itibaren Türkiye’de de görülmeye başlamış ve kısa sürede tarım alanlarında ciddi zararlar vermeye başlamıştır.
Kahverengi Kokarca Türkiye’ye Nereden Geldi?
Kahverengi kokarcanın Türkiye’ye Gürcistan üzerinden giriş yaptığı tahmin edilmektedir. Özellikle Karadeniz Bölgesi’nin iklimi, bu zararlının yaşam koşullarına son derece uygundur. Doğu Karadeniz illeri, özellikle de Artvin, Rize ve Trabzon, kahverengi kokarcanın ilk tespit edildiği bölgeler arasında yer alır. Daha sonra böcek, taşıma araçları, konteynerler ve tarım ürünleri aracılığıyla Marmara ve Ege Bölgeleri’ne kadar yayılmıştır. Bu hızlı yayılım, zararlının Türkiye tarımında büyük bir tehdit haline gelmesine neden olmuştur.
Kahverengi Kokarca Hangi Meyve ve Sebzelere Zarar Veriyor?
Kahverengi kokarca, çok yönlü beslenme alışkanlığı ile bilinir. Tarım alanlarında 300’den fazla bitki türüne zarar verdiği tespit edilmiştir. Türkiye’de ise en çok şu ürünlerde zarara yol açmaktadır:
Fındık: Özellikle Karadeniz’de fındık üreticilerinin en büyük kabusu haline gelmiştir. Meyvede siyah lekeler, boşluklar ve kalite kaybı yaratır.
Mısır: Koçanlarda bozulmaya, verim kaybına ve dane oluşumunda eksikliklere yol açar.
Elma ve armut: Meyve üzerinde lekeler bırakır, pazar değerini düşürür.
Kivi: Karadeniz’de hızla artan kivi üretimi, kahverengi kokarca nedeniyle ciddi zarar görmektedir.
Domates, biber, fasulye gibi sebzeler: Çiçek ve meyvelerini delerek beslenir, ürünün çürümesine yol açar.
Üzüm ve şeftali: Meyvelerin olgunlaşmasını engeller, pazarlanamaz hale getirir.
Bu zararlı yalnızca tarla ürünlerini değil, aynı zamanda süs bitkileri ve orman ağaçlarını da etkileyebilir. Bu yönüyle tarım ekosistemi için büyük bir tehdit oluşturmaktadır.
Kahverengi Kokarcanın İnsanlara Zararı Var mı?
Kahverengi kokarca, doğrudan insanlara biyolojik bir zarar vermez. Yani zehirli değildir, ısırmaz, hastalık taşımaz. Ancak insanların yaşam alanlarına girerek rahatsızlık verir. Özellikle sonbahar aylarında, soğuklardan korunmak için evlere, depolara ve kapalı alanlara girer. Vücudunda bulunan kötü kokulu sıvıyı salgıladığında ise ortamda yoğun ve rahatsız edici bir koku bırakır. Bu koku hem yaşam kalitesini düşürür hem de uzun süre kapalı alanlarda kalıcı olabilir.
Neden Bu Kadar Tehlikeli?
Kahverengi kokarca, Türkiye tarımı için birkaç açıdan büyük tehlike barındırır:
Hızlı çoğalır: Dişi bireyler bir sezonda yüzlerce yumurta bırakabilir.
Dayanıklıdır: İklim koşullarına uyum sağlar, kolay kolay yok olmaz.
Geniş beslenme yelpazesine sahiptir: Meyve, sebze, tahıl, orman bitkileri dahil yüzlerce türle beslenir.
Kimyasal ilaçlara karşı direnç gösterebilir: Kontrolü zorlaştırır.
Bu özellikleri nedeniyle kısa sürede tarım bölgelerinde yoğun populasyonlar oluşturur ve ürün kayıplarına yol açar.
Kahverengi Kokarca ile Mücadele Yöntemleri
Türkiye’de kahverengi kokarcaya karşı farklı yöntemler uygulanmaktadır:
Kimyasal mücadele: Tarım ilaçları ile populasyon azaltılmaya çalışılır. Ancak bu yöntem maliyetli ve çevre için risklidir.
Biyolojik mücadele: Kahverengi kokarcanın doğal düşmanı olan samuray arısı (Trissolcus japonicus), bazı bölgelerde kontrollü olarak salınmaktadır. Bu arı, kokarcanın yumurtalarını yok ederek çoğalmasını engeller.
Mekanik yöntemler: Tuzaklar, ışık tuzakları ve el ile toplama yöntemleriyle zararlı bireyler azaltılabilir.
Halk bilgilendirmesi: Üreticilere yönelik eğitimlerle kokarcanın erken tespiti ve kontrolü sağlanmaya çalışılır.
Türkiye Tarımına Ekonomik Etkisi
Kahverengi kokarca, Türkiye’de özellikle fındık sektöründe milyonlarca dolarlık zarara yol açmıştır. Fındık ihracatında kalite kaybı nedeniyle uluslararası pazarda rekabet gücü düşmektedir. Ayrıca diğer meyve ve sebzelerde de verim kaybı yarattığı için üreticiler ciddi gelir kaybına uğramaktadır.
Kahverengi kokarca, Türkiye’de tarımın en büyük sorunlarından biri haline gelmiştir. Anavatanı Asya olan bu böcek, Gürcistan üzerinden ülkeye giriş yapmış ve kısa sürede Karadeniz’den Marmara’ya kadar yayılmıştır. Fındık başta olmak üzere birçok ürün üzerinde ciddi ekonomik kayıplara neden olmaktadır. İnsanlara doğrudan biyolojik zarar vermese de kötü kokusu ve yaşam alanlarına girmesi nedeniyle ciddi rahatsızlık oluşturur. Bu nedenle kahverengi kokarca ile etkin mücadele, hem üreticilerin hem de tüketicilerin geleceği açısından büyük önem taşımaktadır.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.