Türkiye’nin kuzeyinde, Karadeniz kıyısında yer alan Trabzon; tarihi, kültürü, doğası ve insanıyla ülkemizin en özel şehirlerinden biridir. Ancak Trabzon insanı hakkında toplumda yaygın olan bir kanaat vardır: “Trabzonlular sinirli olur.” Bu ifade, kimi zaman mizah unsuru olarak, kimi zaman da önyargı şeklinde karşımıza çıkar. Peki gerçekten Trabzon insanı sinirli midir? Bu sorunun cevabını anlamak için bölgenin coğrafyasına, kültürüne ve sosyal yapısına yakından bakmak gerekir.
Coğrafyanın Karaktere Etkisi
Trabzon’un coğrafyası, insan karakterinin şekillenmesinde büyük rol oynar. Yüksek dağlar, dik yamaçlar, hırçın deniz ve sürekli değişen iklim koşulları Trabzonlu’nun yaşam mücadelesini belirlemiştir. Karadeniz’in dalgaları gibi inişli çıkışlı doğa şartları, insanın ruhuna da yansımıştır. Bu nedenle Trabzon insanı, dışarıdan bakıldığında tezcanlı, çabuk tepki veren ve biraz sert görünebilir.
Fakat bu durum aslında “sinirli olmak”tan ziyade doğal refleks ve hızlı karar verme alışkanlığıyla ilgilidir. Çünkü bölgede yaşam, insanı pratik, atak ve çevik olmaya zorlamıştır. Bu nedenle Trabzonlu’nun coğrafyayla uyum içinde geliştirdiği bu özellik, dışarıdan bakıldığında sinirlilik gibi algılanır.
Tezcanlılık ve Dışa Dönük Karakter
Trabzon insanı, duygularını saklamayı pek bilmez. Ne düşünüyorsa, ne hissediyorsa anında dile getirir. Bu durum da zaman zaman “çabuk parlayan” bir görüntüye yol açar. Oysa bu tezcanlılık, Trabzonlu’nun dürüstlüğünün ve samimiyetinin bir göstergesidir.
Bir Trabzonlu bir şeye kızarsa bunu açıkça belli eder, ancak aynı hızla öfkesi geçer. Kin tutmaz, kırgınlıklarını uzun süre taşımaz. Hatta çoğu zaman tartışmadan birkaç dakika sonra aynı samimiyetle muhabbetine devam eder. Bu özellik, Karadeniz insanının içtenliğini ve doğallığını ortaya koyar.
Babacan ve Merhametli Bir Yapı
Trabzonlular için “kızar ama sever” tanımı yapılabilir. Dışarıdan bakıldığında ses tonu yükselmiş, yüzü asık bir Trabzonlu görebilirsiniz. Ancak bu görüntünün ardında aslında babacan, merhametli ve sıcacık bir yürek vardır.
Özellikle Trabzon’un köylerinde veya yaylalarında bir misafirseniz, sofraya davet edilmeniz, size ikramda bulunulması kaçınılmazdır. Karadeniz’in sert doğasında büyüyen bu insanlar, misafirperverliklerini ve cömertliklerini her fırsatta gösterirler. Yani Trabzonlular sinirli değil, aslında duygularını yoğun yaşayan insanlardır.
Mizah ve Karadeniz Fıkraları
Trabzon insanı ile ilgili “sinirli” algısının yayılmasında Karadeniz fıkralarının da etkisi büyüktür. Bu fıkralarda çoğu zaman Trabzonlular çabuk öfkelenen, kısa yoldan tepki veren karakterler olarak betimlenir. Ancak dikkat edildiğinde bu fıkraların çoğu, aslında Trabzon insanının zekâsını, hazırcevaplığını ve pratik düşünce yeteneğini ön plana çıkarır. Yani “sinirlilik” burada mizahi bir unsur olarak kullanılmıştır.
Sosyal Hayatta Trabzonlular
Trabzon insanını yakından tanıyanlar, onların aslında ne kadar sıcakkanlı, dost canlısı ve dayanışmacı olduklarını bilir. Bir Trabzonlu komşusunu, arkadaşını ya da misafirini asla yalnız bırakmaz. Sorunlarıyla ilgilenir, gerekirse kendi imkânlarını paylaşır.
Trabzonluların tez canlılıklarının ardında güçlü bir yardımlaşma kültürü vardır. Çünkü yüzyıllardır zor doğa koşullarında yaşamış, dayanışma içinde hayatta kalmışlardır. Dolayısıyla bu insanların sinirli olduğu iddiası, onları tanımadan verilen bir hükümden öteye gitmez.
Futbol ve Trabzon’un Hırçın Enerjisi
Trabzon’un futbol sevgisi de çoğu zaman “sinirlilik”le karıştırılır. Trabzonspor taraftarının maçlarda gösterdiği tutku ve coşku, dışarıdan bakıldığında agresif bir tavır gibi algılanabilir. Oysa bu durum, Trabzonluların memleketlerine, takımlarına ve değerlerine olan bağlılığının bir göstergesidir.
Futbolun şehir için bir yaşam tarzı haline gelmesi, Trabzon insanının coşkulu ruhunu yansıtır. Buradaki yüksek enerji, zaman zaman sinir gibi görünse de aslında aidiyet duygusunun yansımasıdır.
Sinirlilik Değil, Samimiyet
Tüm bu unsurları bir araya getirdiğimizde Trabzon insanı için “sinirli” demek haksızlık olur. Evet, onlar tezcanlıdır, duygularını gizlemezler, anlık tepkiler verebilirler. Ama bu durum öfkeden çok samimiyetle ilgilidir.
Trabzonlular, hırçın görünen Karadeniz’in aslında bereketli, sıcak ve misafirperver yüzünü temsil ederler. Coğrafyanın zor şartları, onları güçlü, mücadeleci ve pratik yapmıştır. Ancak bu gücün ardında merhamet, babacanlık ve içtenlik vardır.
Kısacası, Trabzon insanı sinirli değil; hayatı bütün yoğunluğuyla yaşayan, duygularını gizlemeyen ve sevgisini de kızgınlığını da aynı içtenlikle gösteren bir karaktere sahiptir.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.