1960’ların ortalarından itibaren Türkiye’de plak ve kaset üretimi ile dağıtımının merkezi haline gelen Unkapanı, müzik yapımcılarının, dağıtımcıların, stüdyoların ve plak dükkânlarının bir araya geldiği, adeta “Türkiye’nin müzik çarşısı” olarak anılan bir merkezdi.
1970–1990 yılları arasında Türkiye’de ün kazanan birçok sanatçı kariyerine burada başladı. Yapımcıların genç yetenekleri keşfettiği bu dönemde, müzisyenlerin ellerinde demo kasetlerle Unkapanı’na gelmesi oldukça yaygın bir sahneydi. Sesine güvenen, sazını eline alan ve tahta bavulunu yanına alan herkesin yolu Unkapanı’ndan geçerdi. Müzik şirketlerinin büyük çoğunluğu da burada konumlanmıştı. 1980’lerde kaset döneminin başlamasıyla birlikte Unkapanı, Türkiye’nin müzik endüstrisinin kalbi haline geldi.
Dijitalleşme ile değişen müzik dünyası
2000’li yıllarla birlikte YouTube, dijital müzik platformları ve internetin yükselişiyle Unkapanı’ndaki müzik piyasası eski hareketliliğini kaybetti. Birçok yapımcı bölgeden taşındı ya da dijital platformlara yöneldi. Buna rağmen, Unkapanı bugün hâlâ Türk müzik tarihinin simgelerinden biri olarak varlığını sürdürüyor.
“Unkapanı gemisine binmeyen sanatçı yoktur” sözü, bu merkezin müzik dünyasındaki önemini özetler nitelikte. O geminin son yolcularından biri de Trabzonlu Yaşar Çubukçu (Akort Yaşar) olabilir. Trabzon Erdoğdu Mahallesi’nin sevilen isimlerinden olan Çubukçu, hayatını müziğe adamış; sesi ve bağlamasıyla birçok müzik derneğinde görev almış bir sanatçı. Yıllardır içinde taşıdığı hayalini sonunda gerçeğe dönüştürmek üzere Unkapanı’nın yolunu tuttu.
Birçok sanatçıya şöhretin kapısını açan Mavi Deniz Müzik Çubukçu’ya kucak açtı. Tahta bavulunu değil belki ama valizini alıp İstanbul’a, müzik tarihinin unutulmaz adresine gelen Çubukçu, şirket sahibi Aydın Keyf ile bir araya geldi; söz ve müziği kendisine ait birçok eserini dinletti. Ardından stüdyoya girerek türkülerini seslendirdi.
Tek hayalim albüm yapmaktı…
Çocukluk hayalini gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşadığını belirten Yaşar Çubukçu, şunları söyledi:
“Tek hayalim yaşarken bir albümümün olması ve bunu tüm Türkiye’ye dinletmekti. Stüdyoya girdik, çalışmalarımız devam ediyor. Yakında ilk klibimizi çekeceğiz. Bana güvenen ve destek veren Aydın Keyf’e şükranlarımı sunuyorum. İnşallah çok güzel bir albüm olacak.”
Yapımcı Aydın Keyf ise şu ifadeleri kullandı:
“Dijital sistem ve bilgisayar çıktı, mertlik bozuldu. Telif hakları nedeniyle sanatçılar artık albüm yapmaktan kaçınıyor. Her ne olursa olsun biz burada olmaya devam edeceğiz. Sesine ve kendine güvenen kardeşlerimiz bize ulaşabilir. Bin bir emekle ürettiğimiz müziğe bugün bir tıklamayla ulaşılabiliyor. Çağ dijital çağ, teknolojiye ayak uydurmak zorundayız. Bakalım ileride bizi daha neler bekliyor.”
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.