İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, İBB’ye yönelik yolsuzluk soruşturması kapsamında tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi’nden bir mesaj yayımladı.
İmamoğlu, hakkında “casusluk” suçlamasıyla yeni bir soruşturma başlatıldığını belirterek iddialara sert tepki gösterdi. Mesajında, “İktidar ve yargısı kötülüğün, had bilmezliğin sınırlarını zorluyor” ifadelerini kullanan İmamoğlu, daha önce de “terör örgütüne yardım” ve “yolsuzluk yapmak için örgüt kurmak” suçlamalarıyla hedef alındığını hatırlattı.
İmamoğlu açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Ben Ekrem İmamoğlu! Trabzon’da doğmuş büyümüş, Karadenizli Ekrem İmamoğlu. Bu cennet vatan uğruna canımı vermem gerekirse bir an bile tereddüt etmem. Ben mi casusum? Benden mi casus çıkaracaksınız? Hadi oradan!”
İmamoğlu, önceki soruşturmalarda da hiçbir delil bulunamadığını vurgulayarak, “Bir şey çıkaramayınca şimdi de buna mı sarıldınız?” dedi.
Seçim süreçlerinde sürekli engellemelerle karşılaştığını belirten İmamoğlu, “Karşıma çıktığınız her seçimde yenilince, seçimlerde karşınıza çıkmamı engellemek için şimdi de bu rezil kumpası mı tezgahladınız?” ifadelerini kullandı.
Mesajında geçmiş dönem FETÖ yargısına da atıfta bulunan İmamoğlu, “O dönemde casuslukla suçlanan şerefli subaylar, gazeteciler bugün onurlu vatandaşlar olarak dışarıda. Onlara iftira atanlar ya hapiste ya da kaçtı” dedi.
Yetkililere “kendinize gelin” çağrısında bulunan İmamoğlu, “Bir büyük yangın yolunun taşları döşeniyor, bu yangın sadece benim için değil. Bu akıl almaz hâli sona erdirmek ve demokrasiye sahip çıkmak ülke bekasının gereğidir” sözleriyle mesajını tamamladı.
Ekrem İmamoğlu'nun yayımladığı açıklama şu şekilde:
Aziz Milletim, İktidar ve yargısı kötülüğün, had bilmezliğin sınırlarını zorluyor. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, iktidarın onlara verdiği emir üzerine bu kez de hakkımda casusluk ithamıyla soruşturma açmış. “Terör örgütüne yardım”, “yolsuzluk yapmak için örgüt kurmak” suçlamalarından sonra şimdi bir de casusluk yapmakla itham ediliyorum.
Bu rezil kumpası tezgahlayanlara bir çift sözüm var. Ben Ekrem İmamoğlu! Trabzon’da doğmuş büyümüş, Karadenizli Ekrem İmamoğlu. Bu cennet vatan uğruna canımı vermem gerekirse bir an için bile tereddüt etmem. Ay yıldızlı bayrağa her baktığımda yüreğim gururla dolar. Bu ülkenin selameti için çalışmayı en yüce değer bilirim.
Ben mi casusum? Benden mi casus çıkaracaksınız? Hadi oradan! Anladık, “terör örgütüne yardım” dediniz bir şey çıkaramadınız, kimseyi ikna edemediniz. “Yolsuzluk” dediniz, aylarca çalıştınız, onlarca suçsuz günahsız insanı hapsettiniz, iftiracılar yarattınız, bir şey çıkaramadınız. Bir şey çıkaramayınca, “turpun büyüğü geliyor” diyerek hazırladığınız iddianameye koyacak bir şey bulamayınca, şimdi de buna mı sarıldınız? Milleti uydurma suçlamalarınızla ikna edemeyince şimdi bu çıkışı olmayan yola mı tevessül ettiniz?
Karşıma çıktığınız her seçimde yenilince ve bizimle rekabet edecek cesaretiniz kalmayınca, seçimlerde karşınıza çıkmamızı engellemek için şimdi de bu rezil kumpası mı tezgahladınız?
Cumhurbaşkanı’nın kimlik numarası da dahil devletin bütün verilerini çaldıran siz, devletin bütün kurumlarının en hassas bilgilerinin başka ülkelerin eline geçmesine engel olamayan yine siz. Ama casusluk yapan ben öyle mi?
Unutmayın, bir dönem koyun koyuna olduğunuz FETÖ’nün yargısı da ülkemin onlarca şerefli subayını casuslukla itham etmiş, senelerce hapiste tutmuştu. Memleketin yüz akı askerlerine, gazetecilerine, düşünürlerine casusluk yapıyorlar denmişti. Ne oldu biliyorsunuz değil mi? Eski ortağınızın casuslukla itham ettikleri isimlerin hepsi onurlu vatandaşlar olarak dışarıda bugün. Onlara casus yaftasını yapıştırmaya yeltenen hakim ve savcılar ise ya hapiste ya da kaçtı.
Ekrem İmamoğlu’nu casuslukla suçlayanları, kumpaslar, tuzaklar kurmaya çalışanları son kez uyarıyorum: Kendinize gelin, yol yakınken aklınızı başınıza alın!
Bugün beni “hasım” olarak görenler, sözüm size: Bir büyük yangın yolunun taşları döşeniyor ve bu yangın sadece benim için değil. Yarattığınız canavarın açtığı yolu, döşediği taşları tekrar tekrar düşünün. Bu akıl almaz hâli sona erdirmek ve demokrasiye sahip çıkmak, ülke bekası, toplum huzuru ve devlet ciddiyetinin gereğidir.
Ve bu devletin savcılarını, emniyet ve istihbarat teşkilatını kendi siyasi çıkarı için kullanma cüreti gösteren kişiye sesleniyorum: Hz. Mevlana’yı da mı duymadın? “Ey zulümle bir kuyu kazan. Sen kuyuyu kendin için kazıyorsun.”
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.