Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan sert sözler! "Ne idüğü belirsiz tipler..."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çankaya Köşkü'nde gerçekleştirilen kabine toplantısının ardından açıklamalarda bulundu.
Kabine toplantısı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan öncülüğünde gerçekleştirildi.
Kabile toplantısının, Çankaya Köşkü'nde gerçekleştirilmesi dikkat çekerken, 9 yıl sonra burada yeniden bir kabine toplantısı yapılmış oldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan toplantı sonrası kameraların karşısına geçerek açıklamalarda bulunurken, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e eleştiriler yönelterek, kayyum atamalarına dair de konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamaları şu şekilde;
"Geri adım atılmayacak"
Türkiye'nin geleceğinde terörizme yer olmadığı gibi, terör destekli siyasete de yer yoktur. Türkiye, Kandil'deki terör baronlarının körüklediği bu kanlık ve kalleş ölüm tezgahını darmadağın etmekte kararlıdır. Geri adım da atılmayacaktır.
"Terör kamburundan ülkemizi ebediyen kurtaracağız"
Mücadelemiz sadece asker, polis, koruculara ve vatandaşlarımıza kurşun sıkanlarla sınırlı değil. Asıl mücadelemiz, teröristler yanında bunları üzerimize salanlarla, terör belasını 40 yıldır bu milletin başına musallat edenlerledir. Bölgemizde sınırlar kanla, bomba ve suikastlarla yeniden çizilmeye çalışılırken, devlet ve millet olarak yolumuza eski tas eski hamamla devam etmeyeceğiz. Bizim gelişmeleri tribünden seyretme lüksümüz bulunmuyor. Ya bu süreci cesur adımlarla kendi lehimize çevireceğiz ya da istikbalimizi, Allah korusun ipotek altına alacak ve bu sorunlarla karşılaşacağız. Bunun önündeki engellerin en başında bölücü terör belası vardır. Tüm imkan ve araçlardan istifade etmek suretiyle, terör kamburundan ülkemizi ebediyen kurtaracağız. Bu konuda iktidarımız, partimiz ve Cumhur İttifakı'nın azmi ve kararlılığı en üst düzeydedir.
"Bölücü örgüte kuklalık yapanlara müsamaha gösterilmesi beklenemez"
Demokrasi ile şiddet, sivil siyasetle terör aynı kapta bir arada bulunmaz ve bulunamaz. Dünyanın hiçbir medeni ülkesinde, sırtını terör örgütüne dayayarak siyaset yapılmasına müsaade edilmez. Avrupa'da dahil, dünyanın her yerinde böyle bir tavır, siyasi partiler için kapatma ve cezai takip sebebidir. Çünkü demokrasinin ilk ve öncelikli şartı şiddeti reddetmek, terörle araya kalın duvarlar örmektir. Bölücü örgüte kuklalık yapanlara müsamaha gösterilmesi asla beklenemez.
"Haraç mekanizmaları kurmasına göz yumamayız"
Yargının ve idarenin, bazı belediyelerle ilgili aldığı hukuki ve idari tedbirler konusunda, iki haftadır ortalığı ayağa kaldıranlar, maalesef Kandil'den yerel yönetimlere uzanan kirli ve kanlı elleri ısrarla görmezden gelmektedir. Seçilmiş başkanlar değil, örgütün atadığı ne idüğü belirsiz tipler tarafından yönetilen belediyelerin, şehirleri yerine terör örgütüne hizmet edeceği izahtan varestedir. Milletin boğazından kısarak ödediği vergilerden, belediyelere tahsis edilen helal kaynağın bölücü haramzadelere aktarılmasına asla izin veremeyiz. Terör örgütünün, belediye gücü ile haraç mekanizmaları kurmasına göz yumamayız. Bölücü örgüt komiserlerinin, belediye binalarının mahzenlerinde başkan tokatladığı, belediye araç gereçlerinin hizmet için değil çukur kazmak için kullanıldığı manzarayı bu ülkeye yaşatmayacağız. Akıl ve vicdan sahibi hiç kimse buna rıza gösteremez.
"İbretle takip ediyoruz"
Görevden alınan tüm belediyelerde olan işte budur. Esenyurt Belediye Başkanının kağıt üstünde bir başka partinin mensubu gözükmesi, bu hakikati değiştirmiyor. Asıl üzüntü verici olan ise, devletin bu çerçevede hayata geçirdiği meşru tasarrufları karşısında adeta aslan kesilenlerin, polisimize ve jandarmamıza atılan taş ve bombalar karşısında süt dökmüş kediye dönmeleridir. Kürsüden savcıları, kaymakamları, valileri pervasızca tehdit edenlerin bölücü örgütün şehirdeki uzantılarının estirdikleri terör karşısında tek bir cümle dahi kurmadıklarını, kuramadıklarını ibretle takip ediyoruz. Bunun adı korkaklık, iki yüzlülük, teröre teslim olmak ve çıkarları için milletin geleceğini tehlikeye atmaktır.
"Tüm adımları hukuk, mahkeme ve yargı çerçevesinde attık"
Meselenin daha vahim tarafı, ülkenin ikinci büyük partisinin dümeni kırılmış gemi gibi sürekli sağa sola savrulmasıdır. Bakıyorsunuz, genel başkanları bir gün Ankara'da vatan, millet ve bayrak edebiyatı yapıyor. Ertesi gün ise ülkenin başka bir köşesinde, ülkeyi açıkça tehdit edenlerle, alçak terör eylemlerini övenlerle, aynı otobüsün üzerinde korsan miting düzenliyor. Tüm yaşananlar bize şunu gösteriyor: Ülkenin en eski partisinin, birilerinin kişisel kariyeri uğruna kurduğu ittifakın müttefiklerini özellikle Türkiyelileştirmek yerine, ana muhalefetin kendisini enfekte etmekte, kurucu değerlerinden saptırmaktadır. Artık ana muhalefet yok, muhalefet var. Bu parti giderek ittifak ortaklarını rengini alıyor. Nitekim siyaset dili ve üslubuna da yansımıştır. Ataların deyimiyle, üzüm üzüme bakarak kararıyor. Bu dejenerasyona söz konusu partinin kendi bünyesinden haklı itirazların yükseldiğini duyuyoruz. Milletten aldığı yetkiyi, millet için kullananlarla hiç kimsenin sorunu olamaz. Teröre, teröristlere ve Kandil'in komiserlerine iradesini teslim etmeyenlere devlet olarak gereken desteği sağlamaktan imtina etmeyiz. Nitekim bu doğrultuda irade gösteren belediye başkanlarına seçildiği yere bakmaksızın devletimiz sahip çıkmakta ve destek vermektedir. Milletin imkanlarının terör baronlarına peşkeş çekilmesine de eyvallah edemeyiz. Tüm adımları hukuk, mahkeme ve yargı çerçevesinde attık.
Kaynak: Arena61